Kuantum İş Sağlığı ve Güvenliği
Blog'a Dön
iş güvenliği

2025 Kurumsal İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Rehberi

Kuantum İSG Uzmanı
25 Haziran 2025
30 dakika okuma
2025 Kurumsal İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Rehberi

İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG), modern kurumsal yönetim anlayışında bir yasal zorunluluk olmanın ötesine geçerek, şirketlerin verimlilik, sürdürülebilirlik ve en önemlisi kurumsal itibar gibi temel yapı taşlarını doğrudan etkileyen stratejik bir fonksiyona dönüşmüştür. Türkiye'de bu alandaki yasal çerçevenin temelini oluşturan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, kaza sonrası müdahaleyi temel alan reaktif yaklaşımlar yerine, riskleri oluşmadan öngörmeyi ve önlemeyi hedefleyen proaktif bir felsefeyi benimsemektedir.1 Bu yaklaşım, İSG'yi bir maliyet kalemi olarak değil, şirketin en değerli varlığı olan insan kaynağını koruyan, üretim devamlılığını sağlayan ve uzun vadeli başarıyı güvence altına alan kritik bir yatırım olarak konumlandırmaktadır.

Kanun, kamu veya özel sektör ayrımı yapmaksızın, bir iş sözleşmesiyle çalışan herkesi, stajyerler ve çıraklar da dahil olmak üzere geniş bir kapsama almaktadır.4 Bu durum, ölçeği veya faaliyet alanı ne olursa olsun hiçbir işletmenin İSG yükümlülüklerinden muaf olmadığını net bir şekilde ortaya koymaktadır.

2025 yılı, Türkiye'de İSG uygulamaları için bir dönüm noktası niteliğindedir. Kanunun yürürlüğe girmesinden bu yana ertelenen en önemli maddelerden biri, 31 Aralık 2024 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir. Bu kritik gelişme uyarınca, "50'den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri" ile "kamu kurumları" için iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirme zorunluluğu başlamıştır.4 Bu değişiklik, Türkiye'deki binlerce küçük ve orta ölçekli işletmeyi (perakende mağazaları, ofisler, hizmet sektöründeki birçok firma vb.) ilk kez doğrudan İSG profesyonel hizmeti alma yükümlülüğü altına sokmuştur. Bu yeni durum, söz konusu işletmeler için hem yeni bir uyum sürecini hem de bilgi eksikliğinden kaynaklanabilecek ciddi idari ve hukuki riskleri beraberinde getirmektedir.

Bu rehber, Kuantum OSGB'nin uzmanlığıyla, 2025 yılı ve sonrası için tüm işletmelere yol göstermek amacıyla hazırlanmıştır. Rehberimiz, 6331 sayılı Kanun'un temel yükümlülüklerinden, işyerinizin tehlike sınıfını belirlemeye, İSG profesyonelleri ve OSGB hizmetlerinin maliyet analizinden, güncel idari para cezalarına ve devlet teşviklerine kadar tüm süreci kapsamlı bir şekilde ele almaktadır. Amacımız, işletmenizin yasalara tam uyum sağlamasına yardımcı olurken, İSG'yi bir kültür haline getirerek daha güvenli, sağlıklı ve verimli bir çalışma ortamı inşa etmenize destek olmaktır.


Bölüm 1: Türkiye'de İSG'nin Yasal Çerçevesi: 6331 Sayılı Kanun


6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, Türkiye'de çalışma hayatının güvenlik standartlarını belirleyen temel yasal metindir. Kanunun ruhu, olaylar meydana geldikten sonra müdahale etmek yerine, potansiyel tehlikeleri önceden tespit edip ortadan kaldırmaya dayalı önleyici bir yaklaşımı esas alır.


1.1. Kanunun Temel Amacı ve Kapsamı


Kanunun 1. maddesinde belirtilen temel amaç; işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektir.1 Kanun, kapsamı itibarıyla oldukça geniştir ve kamu ile özel sektöre ait bütün işleri ve işyerlerini, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerini, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarını faaliyet konularına bakılmaksızın kapsar.4 Bu geniş kapsam, neredeyse tüm ekonomik faaliyetlerin İSG şemsiyesi altına alındığını göstermektedir. Kanunun en temel prensiplerinden biri de işverenin, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin maliyetini hiçbir şekilde çalışanlara yansıtamayacağıdır.1


1.2. İşverenin Temel Yükümlülükleri: Bir Yönetim Sistemi Olarak İSG


6331 sayılı Kanun, işverene bir dizi temel yükümlülük getirmektedir. Bu yükümlülükler, tek seferlik kontrollerden ziyade, sürekli iyileştirme gerektiren dinamik bir yönetim sisteminin parçaları olarak tasarlanmıştır.

  • Genel Yükümlülük (Madde 4): İşverenin en temel yükümlülüğü, çalışanların sağlık ve güvenliğini sağlamaktır. Bu kapsamda işveren; mesleki risklerin önlenmesi, risklere karşı eğitim ve bilgi verilmesi, gerekli her türlü tedbirin alınması için organizasyon yapılması, araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun sürekli iyileştirilmesi için çalışmalar yapmakla yükümlüdür.4

  • Risk Değerlendirmesi (Madde 10): İşverenin en kritik yükümlülüklerinden biri, iş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapmak veya yaptırmaktır.1 Risk değerlendirmesi, işyerindeki potansiyel tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilmesi ve kontrol altına alınması için atılacak adımların planlanması sürecidir. Bu süreç, diğer tüm İSG faaliyetlerinin (eğitim, sağlık gözetimi, acil durum planlaması vb.) temelini oluşturur. Çok tehlikeli sınıfta yer alan ve büyük endüstriyel kaza riski taşıyan işyerlerinde risk değerlendirmesi yapılmaması, işin durdurulması için bir sebep sayılabilmektedir.5 Birden fazla işverenin bulunduğu işyerlerinde (alt işveren-asıl işveren ilişkisi gibi), her işveren kendi faaliyetleriyle ilgili risk değerlendirmesi yapmak ve bu çalışmaları koordine etmekle yükümlüdür.4

  • Sağlık Gözetimi (Madde 15): İşveren, çalışanların işyerinde maruz kalacakları sağlık ve güvenlik risklerini dikkate alarak sağlık gözetimine tabi tutulmalarını sağlamak zorundadır. Bu sağlık gözetimi; işe girişlerde, iş değişikliğinde, iş kazası veya meslek hastalığı sonrası işe dönüşlerde ve işin devamı süresince, işin niteliği ve tehlike sınıfına göre Bakanlıkça belirlenen düzenli aralıklarla yapılmalıdır.1 Sağlık raporları, kural olarak işyeri hekiminden alınır. Ancak 50'den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için bu raporlar kamu sağlık hizmeti sunucularından veya aile hekimlerinden de temin edilebilir.7 Sağlık gözetiminden doğan tüm maliyetler işverence karşılanır, çalışana yansıtılamaz ve çalışanın sağlık bilgileri gizli tutulur.7

  • Çalışanların Bilgilendirilmesi ve Eğitimi (Madde 16-17): İşverenler, çalışanlarını ve çalışan temsilcilerini, işyerinde karşılaşılabilecek sağlık ve güvenlik riskleri, koruyucu ve önleyici tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları gibi konularda bilgilendirmekle yükümlüdür.1 Ayrıca, çalışanlara işe başlamadan önce ve çalışma yeri veya iş değişikliğinde, iş ekipmanı değiştiğinde veya yeni teknoloji uygulandığında İSG eğitimleri verilmesini sağlamalıdır. Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde, yapacağı işle ilgili mesleki eğitim aldığını belgeleyemeyenler çalıştırılamaz.4 Eğitimler, çalışanlara ek bir mali yük getirmemeli ve eğitimde geçen süreler çalışma süresinden sayılmalıdır.10

  • Acil Durum Planları, Yangınla Mücadele ve İlk Yardım (Madde 11-12): İşveren, çalışma ortamı, kullanılan maddeler, iş ekipmanları ile çevre şartlarını dikkate alarak meydana gelebilecek acil durumları önceden değerlendirmeli ve bu durumlarla mücadele için acil durum planları hazırlamalıdır. Bu kapsamda, önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım gibi konularda yeterli sayıda, uygun donanıma sahip ve eğitimli kişiyi "destek elemanı" olarak görevlendirmek zorundadır.1

  • İş Kazası ve Meslek Hastalıklarının Kayıt ve Bildirimi (Madde 14): İşveren, bütün iş kazalarının ve meslek hastalıklarının kaydını tutmak, gerekli incelemeleri yaparak rapor düzenlemek ve ilgili kurumlara bildirmekle yükümlüdür. İş kazaları, kazadan sonraki 3 iş günü içinde, sağlık hizmeti sunucuları veya işyeri hekimi tarafından bildirilen meslek hastalıkları ise öğrenildiği tarihten itibaren 3 iş günü içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) bildirilmelidir.1


1.3. Çalışanların Hak ve Yükümlülükleri


İSG, sadece işverenin sorumluluğunda olan tek taraflı bir süreç değildir. Çalışanların da bu süreçte önemli hakları ve yükümlülükleri bulunmaktadır.

  • Çalışmaktan Kaçınma Hakkı (Madde 13): Ciddi, yakın ve önlenemeyen bir tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar, İSG Kuruluna (kurulun olmadığı yerlerde işverene) başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasını talep edebilir. Kurul veya işveren çalışanın talebi yönünde karar verirse, çalışan gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilir. Bu süre zarfında çalışanın ücreti ve diğer yasal hakları saklıdır.8

  • Yükümlülükler (Madde 19): Çalışanlar, kendi davranışlarından kaynaklanan tehlikelerden ve diğer çalışanların sağlık ve güvenliğinden de sorumludur. Bu kapsamda, İSG ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin talimatları doğrultusunda hareket etmek, makine, tesisat ve kişisel koruyucu donanımı doğru kullanmak, işyerindeki tehlikeli durumları derhal işverene veya çalışan temsilcisine bildirmek ve teftişe yetkili makamlar tarafından verilen talimatlara uymakla yükümlüdürler.10 Ancak çalışanların bu yükümlülükleri, işverenin ana sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.7


1.4. Çalışan Temsilcisi: Seçimi ve Stratejik Rolü


Çalışan temsilcisi, İSG süreçlerinde çalışanların katılımını sağlayan ve işveren ile çalışanlar arasında bir köprü görevi gören kilit bir figürdür.

  • Seçim ve Atama: İşveren, işyerindeki çalışan sayısı ve riskleri göz önünde bulundurarak, dengeli bir dağılıma özen göstermek kaydıyla, çalışanlar arasında yapılacak seçim veya seçimle belirlenemediği durumlarda atama yoluyla yeterli sayıda çalışan temsilcisi görevlendirir.13 İşyerinde yetkili bir sendika bulunması halinde, işyeri sendika temsilcileri aynı zamanda çalışan temsilcisi olarak görev yapar.7

  • Sayıları: Görevlendirilecek çalışan temsilcisi sayısı, çalışan sayısına göre belirlenir:

  • 2-50 çalışan: 1 temsilci

  • 51-100 çalışan: 2 temsilci

  • 101-500 çalışan: 3 temsilci

  • 501-1000 çalışan: 4 temsilci

  • 1001-2000 çalışan: 5 temsilci

  • 2001 ve üzeri çalışan: 6 temsilci.13

  • Görev ve Yetkileri: Çalışan temsilcisi, İSG ile ilgili çalışmalara katılma, çalışmaları izleme, tehlike kaynağının ortadan kaldırılması veya risklerin azaltılması için tedbir alınmasını isteme ve bu konularda tekliflerde bulunma yetkisine sahiptir.16 İşveren, temsilcilerin bu görevlerini yerine getirebilmeleri için gerekli imkanları sağlamak zorundadır ve temsilcilerin hakları bu görevleri nedeniyle kısıtlanamaz.7

Kanun'da sıralanan bu yükümlülükler arasında bir öncelik sıralaması yapmak gerekirse, "Risk Değerlendirmesi"nin diğer tüm faaliyetlerin temelini oluşturduğu görülür. Bir işverenin hangi eğitimleri vereceği, sağlık gözetimini hangi sıklıkla yapacağı, hangi kişisel koruyucu donanımları seçeceği veya acil durum planını hangi senaryolara göre hazırlayacağı gibi soruların tamamının cevabı, Madde 10 uyarınca yapılacak olan kapsamlı bir risk değerlendirmesi sonucunda ortaya çıkar.2 Dolayısıyla, İSG yönetim sistemini kurmak isteyen bir işletme için atılması gereken ilk ve en önemli adım, işyerine özgü risklerin profesyonel bir yaklaşımla değerlendirilmesidir. Bu yapılmadan atılacak diğer adımlar, yasal ve pratik olarak temelsiz kalma riski taşır.


Bölüm 2: İşyerinizin Risk Sınıflandırması: NACE Kodu ve Tehlike Sınıfları


İş Sağlığı ve Güvenliği mevzuatında bir işyerinin yükümlülükleri, büyük ölçüde o işyerinin "tehlike sınıfı" tarafından belirlenir. Bu sınıflandırmanın temelini ise NACE kodu oluşturur. İşverenlerin, yasal sorumluluklarını doğru bir şekilde yerine getirebilmeleri için öncelikle kendi tehlike sınıflarını doğru tespit etmeleri kritik öneme sahiptir.


2.1. NACE Kodu Nedir ve İSG'deki Kritik Rolü?


NACE kodu, "Avrupa Topluluğunda Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiki Sınıflandırılması" (Nomenclature des Activités Économiques dans la Communauté Européenne) ifadesinin kısaltmasıdır. Bu kod, işyerlerinin ana faaliyet alanlarını standart bir sistemde sınıflandırmak için kullanılır. Genellikle 6 haneli olan bu kod, bir şirketin ne iş yaptığını tanımlar.19

İSG açısından NACE kodunun önemi, bir işyerinin hangi tehlike sınıfına girdiğini belirlemesinden kaynaklanır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, yayımladığı tebliğler ile her bir NACE koduna karşılık gelen tehlike sınıfını ("Az Tehlikeli", "Tehlikeli" veya "Çok Tehlikeli") atamıştır.19 Bu sınıflandırma; alınacak İSG hizmetinin süresinden risk değerlendirmesinin yenilenme periyoduna, verilecek eğitimlerin içeriğinden acil durum planlarının kapsamına kadar tüm İSG sürecini doğrudan etkiler.


2.2. İşyerinizin NACE Kodunu ve Tehlike Sınıfını Nasıl Belirlersiniz?


İşletmenizin NACE kodunu ve buna bağlı tehlike sınıfını öğrenmek için birkaç güvenilir yöntem bulunmaktadır:

  1. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Sicil Numarası: En pratik ve yaygın yöntemdir. İşyerinize ait 26 haneli SGK sicil numarasının, baştaki tek haneli mahiyet kodundan sonra gelen 6 hanesi, işyerinizin NACE kodunu gösterir.19 Örneğin, SGK sicil numarası
    2.4120.01.XX... şeklinde olan bir işyerinin NACE kodu 41.20.01'dir.

  2. Vergi Levhası: Maliye Bakanlığı'nın belirlediği ana faaliyet kodu, NACE kodu ile aynıdır. İnternet Vergi Dairesi (İVD) sistemi üzerinden alınan güncel ve barkodlu vergi levhalarında, mükellef bilgilerinin altında yer alan "Ana Faaliyet Kodu ve Adı" bölümünde 6 haneli NACE kodunuzu bulabilirsiniz.20

  3. Ticaret Odası Kayıtları: İşletmenizin kayıtlı olduğu Ticaret Odası'nın (örneğin, İstanbul Ticaret Odası - İTO) resmi web sitesi üzerinden sicil kayıtları sorgulanarak firma detayları sayfasında NACE koduna ulaşılabilir.20

  4. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB): TOBB'un resmi web sitesinde de NACE kodları ile ilgili sorgulama araçları ve listeler yer almaktadır.28

NACE kodunuzu bu yöntemlerle tespit ettikten sonra, ÇSGB tarafından yayımlanan güncel "İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği" ekindeki listeden bu kodun karşılığını bularak işyerinizin tehlike sınıfını kesin olarak öğrenebilirsiniz.24


2.3. Tehlike Sınıfları ve Anlamları


İşyerleri, yaptıkları asıl iş dikkate alınarak üç ana tehlike sınıfına ayrılır 1:

  • Az Tehlikeli: Genellikle risklerin daha düşük ve yönetilebilir olduğu iş kollarını kapsar. Örnek olarak büro faaliyetleri, perakende mağazacılık, otelcilik, danışmanlık hizmetleri ve okullar verilebilir.32

  • Tehlikeli: İmalat süreçleri, kimyasal kullanımı veya belirli fiziksel riskler içeren iş kollarıdır. Örnek olarak gıda üretimi, mobilya imalatı, atölyeler, diş hekimliği ve deterjan üretimi sayılabilir.9

  • Çok Tehlikeli: Yüksek risk potansiyeli taşıyan, ciddi kazaların veya meslek hastalıklarının görülme olasılığının daha yüksek olduğu sektörlerdir. İnşaat, madencilik, tersaneler, kimya sanayi, hastaneler ve petrol istasyonları bu sınıfa örnektir.19

İşletmeler için NACE kodunu sadece öğrenmek yeterli değildir; aynı zamanda bu kodun, şirketin fiili olarak yürüttüğü ana faaliyet ile uyumlu olup olmadığını kontrol etmek de hayati bir önem taşır. Bazen bir şirketin Ticaret Sicili'ne kayıtlı ana faaliyet alanı ile SGK sistemindeki NACE kodu arasında farklılıklar olabilir.20 İSG yükümlülükleri SGK kaydındaki NACE koduna göre belirlendiği için 19, bu kodun gerçeği yansıtmaması ciddi bir yasal risk oluşturur. Örneğin, fiilen tehlikeli sınıfta bir üretim yapan bir firmanın SGK'daki NACE kodu "ofis faaliyetleri" gibi az tehlikeli bir alana işaret ediyorsa, bu firma olası bir denetimde veya iş kazası sonrasında "yapılan asıl iş" esas alınarak 1 çok daha ağır yükümlülüklere tabi tutulabilir ve ciddi idari para cezaları ile karşılaşabilir. Bu nedenle, işverenlerin NACE kodlarının doğruluğunu periyodik olarak teyit etmeleri ve bir uyuşmazlık durumunda SGK veya ilgili Ticaret Odası nezdinde düzeltme talebinde bulunmaları 20, önemli bir önleyici faaliyettir.


Tablo 1: Örnek NACE Kodları ve Tehlike Sınıfları

NACE Kodu

Faaliyet Tanımı

Tehlike Sınıfı

47.91.14

Radyo, Televizyon, Posta Yoluyla veya İnternet Üzerinden Yapılan Perakende Ticaret

Az Tehlikeli

85.59.03

Bilgisayar, Yazılım, Veritabanı vb. Eğitimi (Ticari Sertifika Verenler)

Az Tehlikeli

10.52.01

Dondurma İmalatı (Sade, Meyveli vb.)

Az Tehlikeli

10.71.01

Taze Fırın Ürünleri İmalatı (Ekmek, Pide, Simit vb.)

Tehlikeli

45.20.01

Motorlu Kara Taşıtlarının Bakım ve Onarımı (Mekanik)

Tehlikeli

86.22.02

Özel Muayenehanelerde Sağlanan Uzman Hekimlik Hizmetleri (Yatılı Hasta Bakımı Hariç)

Tehlikeli

41.20.02

İkamet Amaçlı Olan Binaların İnşaatı (Müstakil Konutlar, Birden Çok Ailenin Oturduğu Binalar, Gökdelenler vb.nin İnşaatı)

Çok Tehlikeli

86.10.03

İnsan Sağlığına Yönelik Yataklı Hastane Hizmetleri (Kamuya Ait)

Çok Tehlikeli

20.14.01

Temel Organik Kimyasalların İmalatı (Hidrokarbonlar, Alkoller, Asitler vb.)

Çok Tehlikeli


Kaynak: ÇSGB İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği'nden derlenmiştir.

9



Bölüm 3: Profesyonel İSG Hizmetleri: OSGB, İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimi


6331 sayılı Kanun, işyerlerinde sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının kurulması ve sürdürülmesi görevini, profesyonel bilgi ve uzmanlık gerektiren bir faaliyet olarak tanımlar. Bu doğrultuda, işverenlere tehlike sınıfı ve çalışan sayısına göre belirli niteliklere sahip İSG profesyonellerini görevlendirme veya bu hizmeti dışarıdan alma zorunluluğu getirmiştir.


3.1. İSG Profesyoneli Görevlendirme Zorunluluğu (Madde 6)


Kanunun 6. maddesi uyarınca işverenler, işyerlerinin tehlike sınıfı ve çalışan sayısına bakılmaksızın, mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunulmasına yönelik çalışmaları yürütmek üzere İSG profesyonelleri görevlendirmekle yükümlüdür.2 Bu profesyoneller şunlardır:

  • İş Güvenliği Uzmanı (İGU): İşyerindeki güvensiz durum ve davranışları tespit eden, risk değerlendirmesi çalışmalarına katılan, acil durum planlarını hazırlayan ve işverene İSG konularında rehberlik ve danışmanlık yapan teknik personeldir.

  • İşyeri Hekimi: Çalışanların sağlık gözetimini yürüten, işe giriş ve periyodik muayenelerini yapan, meslek hastalıklarının önlenmesi için çalışmalar yürüten ve işverene sağlık konularında danışmanlık yapan hekimdir.

  • Diğer Sağlık Personeli (DSP): Hemşire, sağlık memuru, acil tıp teknisyeni gibi unvanlara sahip, işyeri hekimine yardımcı olan sağlık personelidir. DSP görevlendirme zorunluluğu, yalnızca on ve daha fazla çalışanı olan çok tehlikeli sınıftaki işyerleri için geçerlidir.2

İşverenler bu yükümlülüğü, çalışanları arasından gerekli belgelere sahip personeli görevlendirerek veya bu hizmetin tamamını ya da bir kısmını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri'nden (OSGB) hizmet alarak yerine getirebilirler.2


3.2. Gerekli Hizmet Sürelerinin Hesaplanması


İSG profesyonellerinin bir işyerinde ayırması gereken asgari hizmet süresi, kanuna bağlı yönetmeliklerle net bir şekilde belirlenmiştir. Bu süreler, işyerinin tehlike sınıfı ve sigortalı çalışan sayısına göre "çalışan başına aylık dakika" cinsinden hesaplanır.8

  • İş Güvenliği Uzmanı (İGU) için Asgari Süreler:

  • Az Tehlikeli Sınıf: Çalışan başına ayda en az 10 dakika.35

  • Tehlikeli Sınıf: Çalışan başına ayda en az 20 dakika.35

  • Çok Tehlikeli Sınıf: Çalışan başına ayda en az 40 dakika.35

  • İşyeri Hekimi için Asgari Süreler:

  • Az Tehlikeli Sınıf: Çalışan başına ayda en az 5 dakika.35

  • Tehlikeli Sınıf: Çalışan başına ayda en az 10 dakika.35

  • Çok Tehlikeli Sınıf: Çalışan başına ayda en az 15 dakika.35

  • Diğer Sağlık Personeli (DSP) için Asgari Süreler (Sadece Çok Tehlikeli Sınıfta):

  • 10-49 çalışanı olan işyerleri: Çalışan başına ayda en az 10 dakika.35

  • 50-249 çalışanı olan işyerleri: Çalışan başına ayda en az 15 dakika.35

  • 250 ve üzeri çalışanı olan işyerleri: Çalışan başına ayda en az 20 dakika.35

Örneğin, tehlikeli sınıfta yer alan 50 çalışanı olan bir işletme, aylık olarak en az 50×20=1000 dakika (yaklaşık 16.7 saat) iş güvenliği uzmanı ve 50×10=500 dakika (yaklaşık 8.3 saat) işyeri hekimi hizmeti almak zorundadır.


3.3. OSGB (Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi) ile Çalışmak


OSGB'ler, İSG hizmetlerini tek bir çatı altında sunmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, bünyesinde tam zamanlı iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve diğer sağlık personelini barındıran profesyonel kuruluşlardır.5 Özellikle kendi bünyesinde tam zamanlı İSG profesyoneli istihdam etme zorunluluğu veya imkanı olmayan işletmeler için OSGB'lerden hizmet almak, yasal yükümlülükleri yerine getirmenin en pratik ve yaygın yoludur.18

Ancak burada dikkat edilmesi gereken son derece kritik bir hukuki detay bulunmaktadır. Kanun, OSGB'den hizmet alınmasının, işverenin İSG konusundaki yasal sorumluluklarını ortadan kaldırmadığını açıkça belirtir.2 OSGB'ler ve bünyesindeki profesyoneller, işverene "rehberlik ve danışmanlık yapmakla" görevlidir.2 Tespit edilen eksikliklerin giderilmesi ve önerilen tedbirlerin uygulanmasının nihai sorumluluğu her zaman işverene aittir. Bu durum, işveren ile OSGB arasında karmaşık bir sorumluluk ağı oluşturur. Örneğin, bir iş kazası meydana geldiğinde, eğer kaza OSGB profesyonelinin bir ihmalinden kaynaklanıyorsa, işveren ödediği tazminatı kusuru oranında OSGB'ye rücu etme (yansıtma) hakkına sahiptir.2 Aynı şekilde, İSG profesyonelleri, işyerinde tespit ettikleri hayati tehlike arz eden bir durumu işverene bildirmelerine rağmen makul sürede önlem alınmazsa, bu durumu Bakanlığa bildirmekle yükümlüdürler.18

Bu karmaşık yapı, OSGB seçiminin basit bir fiyat teklifi almaktan çok daha fazlası olduğunu ortaya koymaktadır. İşveren, sadece yasal bir formaliteyi yerine getirmek için değil, aynı zamanda kendi hukuki ve finansal risklerini de etkin bir şekilde yönetecek, yetkin, proaktif ve güvenilir bir "risk yönetimi ortağı" seçmelidir.


Tablo 2: İSG Profesyonelleri İçin Yasal Asgari Aylık Hizmet Süreleri (Çalışan Başına)

Tehlike Sınıfı

İş Güvenliği Uzmanı (İGU)

İşyeri Hekimi

Diğer Sağlık Personeli (DSP)

Az Tehlikeli

10 Dakika

5 Dakika

Gerekli Değil

Tehlikeli

20 Dakika

10 Dakika

Gerekli Değil

Çok Tehlikeli

40 Dakika

15 Dakika

10-20 Dakika (Çalışan sayısına göre)


Not: Belirtilen süreler yönetmeliklerdeki asgari değerlerdir. İşyerinin özel risklerine göre bu sürelerin artırılması gerekebilir. Kaynak:.

35



Bölüm 4: İSG'nin Finansal Panoraması: Maliyetler, Cezalar ve Teşvikler


İş Sağlığı ve Güvenliği, yasal bir zorunluluk olmasının yanı sıra, işletmeler için önemli finansal sonuçları olan bir alandır. Bu bölümde, OSGB hizmet maliyetleri, kazaların görünmeyen bedelleri, 2025 yılı için güncellenmiş idari para cezaları ve devlet tarafından sunulan teşvikler detaylı bir şekilde analiz edilecektir.


4.1. 2025 Yılı OSGB Hizmet Ücretleri


OSGB hizmet ücretleri, serbest piyasa koşullarında belirlenmekle birlikte, sektördeki meslek odaları ve derneklerin tavsiye niteliğindeki ücret listeleri ve piyasa ortalamaları işverenlere bir referans noktası sunmaktadır. Fiyatlandırma temel olarak şu faktörlere bağlıdır:

  • İşyerinin Tehlike Sınıfı: Risk arttıkça (Az Tehlikeli < Tehlikeli < Çok Tehlikeli), gereken uzmanlık ve hizmet süresi de arttığı için maliyet yükselir.43

  • Çalışan Sayısı: Çalışan sayısı arttıkça, yasal olarak verilmesi gereken toplam hizmet süresi (çalışan başına dakika x toplam çalışan) arttığından, toplam maliyet de artar.43

  • Hizmetin Kapsamı: Sadece yasal asgari hizmetlerin mi, yoksa ek danışmanlık, özel eğitimler, detaylı ölçümler gibi ek hizmetlerin mi talep edildiği fiyatı etkiler.

Genel olarak OSGB'ler, özellikle az çalışanı olan firmalar için sabit bir başlangıç ücreti ve belirli bir çalışan sayısından sonra "çalışan başına ek ücret" modelini benimsemektedir.43 Örneğin, 2025 yılı için tavsiye edilen ücret aralıklarına bakıldığında, 10'dan az çalışanı olan az tehlikeli bir işyeri için İGU ve hekim hizmeti toplamı aylık 4.000 TL - 5.000 TL bandında olabilirken, çok tehlikeli bir işyerinde çalışan başına ek maliyetler (İGU için 630 TL, hekim için 570 TL gibi) toplam faturayı önemli ölçüde artırabilmektedir.43


4.2. İş Kazalarının Görünmeyen Maliyetleri: Buzdağı Prensibi


İş kazalarının maliyeti, genellikle sadece SGK'ya ödenen ceza ve tazminatlardan ibaret sanılır. Ancak bu, buzdağının sadece görünen kısmıdır. Gerçek maliyetler çok daha derindir ve iki ana başlıkta incelenir:

  • Doğrudan Maliyetler: Bunlar, kaza sonrası hemen ortaya çıkan ve finansal olarak kolayca ölçülebilen giderlerdir. Tıbbi tedavi masrafları, yaralanan veya vefat eden çalışana/yakınlarına ödenen maddi ve manevi tazminatlar, mahkeme ve avukatlık ücretleri, hasar gören makine ve teçhizatın onarım veya yenileme bedelleri bu gruba girer.45

  • Dolaylı (Gizli) Maliyetler: Bunlar, kazanın uzun vadeli ve genellikle finansal tablolarla doğrudan ilişkilendirilemeyen sonuçlarıdır. Yapılan araştırmalar, dolaylı maliyetlerin, doğrudan maliyetlerin 4 ila 10 katı büyüklüğünde olabildiğini göstermektedir.46 Bu maliyetler şunları içerir:

  • Üretim Kayıpları: Kaza nedeniyle işin durması, yavaşlaması.

  • İdari Zaman Kaybı: Yöneticilerin kaza soruşturması, raporlama ve yasal süreçlerle meşgul olması.

  • İnsan Kaynağı Maliyetleri: Kaza geçiren çalışanın yerine yeni birini bulma, eğitme ve adapte etme maliyeti.

  • Moral ve Motivasyon Kaybı: Kazaya tanık olan diğer çalışanların verimliliğindeki düşüş ve korku iklimi.

  • Kurumsal İtibar Kaybı: Müşteriler, tedarikçiler ve kamuoyu nezdinde şirketin "güvensiz" olarak algılanması, marka değerinin düşmesi.45


4.3. 2025 Yılı İdari Para Cezaları (İPC): Uyumsuzluğun Somut Bedeli


6331 sayılı Kanun'a aykırılık durumunda uygulanacak idari para cezaları, her yıl yeniden değerleme oranına göre güncellenmektedir.34 Bu cezalar, Çalışma ve İş Kurumu il müdürlükleri tarafından kesilir ve tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde ödenmesi gerekir.1 Cezaların miktarı, işyerinin çalışan sayısı ve tehlike sınıfına göre kademeli olarak artırılır.49

İşverenlerin bu noktada anlaması gereken en kritik husus, birçok cezanın "tek seferlik" olmadığıdır. İlgili kanun maddelerinde ve ceza cetvellerinde sıkça görülen "aykırılığın devam ettiği her ay için" ifadesi, finansal riski katlanarak artırmaktadır.34 Örneğin, 2025 yılı için 10-49 çalışanı olan tehlikeli bir işyerinde iş güvenliği uzmanı veya işyeri hekimi görevlendirmemenin cezası 177.326 TL'dir.51 Bu eksiklik giderilmediği sürece, bu ceza her ay yeniden uygulanabilir. Bu durum, bir yıl boyunca devam eden bir uyumsuzluğun maliyetinin 2 milyon TL'yi aşabileceği anlamına gelir. Dolayısıyla, "bir kere ceza öder, sonra hallederim" gibi bir yaklaşım, işletmeleri kısa sürede büyük bir borç sarmalına sokabilir. Bu durum, İSG uyumunun ertelenemez aciliyetini ortaya koymaktadır.


Tablo 3: 2025 Yılı için Seçilmiş Temel İdari Para Cezaları (İPC)

İhlal Konusu ve İlgili Kanun Maddesi

Ceza Miktarı (10-49 Çalışan / Tehlikeli Sınıf Örneği)

Tekrarlanma Durumu

İş Güvenliği Uzmanı veya İşyeri Hekimi Görevlendirmemek (Madde 6/1-a)

177.326 TL

Aykırılığın devam ettiği her ay için

Risk Değerlendirmesi Yapmamak veya Yaptırmamak (Madde 10/1)

79.758 TL (İlk tespit)

Aykırılığın devamı halinde her ay için 119.637 TL

Acil Durum Planı Hazırlamamak, Ekipleri Görevlendirmemek (Madde 11)

26.529 TL

Aykırılığın devam ettiği her ay için

Çalışanlara İSG Eğitimi Vermemek (Madde 17)

8.825 TL (Çalışan başına)

-

İş Kazasını Yasal Sürede (3 iş günü) SGK'ya Bildirmemek (Madde 14/1)

26.557 TL

Her bildirim için

Sağlık Gözetimi Yaptırmamak (Madde 15/1)

8.825 TL (Çalışan başına)

-

Onaylı Defter Bulundurmama / İbraz Etmeme (Yönetmelik yükümlülüğü)

17.686 TL

Aykırılığın devam ettiği her ay için


Not: Tablodaki rakamlar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 2025 yılı için yayımladığı resmi İPC cetvelleri ve kademeli artış oranları dikkate alınarak örnek olarak derlenmiştir. Kesin tutarlar için resmi cetvel esas alınmalıdır. Kaynaklar:.

6



4.4. SGK İş Sağlığı ve Güvenliği Teşviki: Devlet Desteğinden Faydalanma


Devlet, belirli şartları taşıyan işletmelerin İSG hizmeti almasını teşvik etmek amacıyla finansal destek sağlamaktadır.

  • Kimler Yararlanabilir?: Bu destekten, Türkiye genelinde ondan az çalışanı bulunan ve tehlikeli veya çok tehlikeli sınıfta yer alan özel sektör işyerleri faydalanabilir.55 Az tehlikeli sınıftaki işyerleri bu teşvik kapsamında değildir.

  • Temel Şartlar: Teşvikten yararlanabilmek için işverenin, SGK'ya yasal ödeme süresi geçmiş prim borcunun bulunmaması, kayıt dışı sigortalı çalıştırmaması ve İSG-KATİP sistemi üzerinden onaylanmış ve devam eden bir OSGB hizmet sözleşmesinin olması gerekmektedir.55

  • Destek Miktarının Hesaplanması: Destek tutarı, sigortalı başına günlük brüt asgari ücretin belirli bir oranı olarak hesaplanır:

  • Tehlikeli Sınıf: Günlük brüt asgari ücretin $ %1,4 $'ü.55

  • Çok Tehlikeli Sınıf: Günlük brüt asgari ücretin $ %1,6 $'sı.55

    Bu tutar, o aydaki prim ödeme gün sayısı ile çarpılarak aylık destek miktarı bulunur.

  • Başvuru Süreci: İşverenler, destekten yararlanmak için üçer aylık dönemler halinde (örneğin, Ocak-Şubat-Mart dönemi için Nisan ayının sonuna kadar) işyerinin bağlı bulunduğu SGK ünitesine başvuru formu ve "yansıtma faturası" ile müracaat ederler.55 Yansıtma faturası, SGK adına (Vergi No: Hitit V.D. 7750409379) "iş sağlığı ve güvenliği hizmet bedeli" açıklamasıyla düzenlenir ve destek tutarı bu fatura karşılığında işverenin belirttiği IBAN'a ödenir.55


Bölüm 5: Uygulama ve Dokümantasyon: İSG-KATİP ve Onaylı Deftere Hakimiyet


İş Sağlığı ve Güvenliği yönetiminin yasal geçerlilik kazanması ve denetimlerde ispatlanabilir olması, iki temel araç üzerinden yürütülür: İSG-KATİP dijital platformu ve Onaylı Defter fiziksel kaydı. Bu iki aracın doğru ve etkin kullanımı, işverenin yasal sorumluluklarını yerine getirdiğinin en önemli kanıtlarıdır.


5.1. İSG-KATİP: Dijital İSG Yönetim Merkeziniz


  • Tanım ve Amaç: İSG-KATİP, "İş Sağlığı ve Güvenliği Kayıt, Takip ve İzleme Programı"nın kısaltmasıdır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından geliştirilen bu web tabanlı yazılım, İSG hizmetlerine ilişkin tüm resmi işlemlerin (İSG profesyoneli atamaları, hizmet sözleşmeleri, bildirimler vb.) elektronik ortamda yürütülmesini ve takip edilmesini sağlayan merkezi bir platformdur.61

  • İşlevi ve Yasal Önemi: Bir işverenin bir OSGB'den veya bireysel bir profesyonelden hizmet alması, ancak ve ancak bu hizmet sözleşmesinin İSG-KATİP üzerinden yapılıp karşılıklı olarak onaylanmasıyla yasal geçerlilik kazanır. Sistemde onayı bulunmayan bir hizmet, devlet nezdinde "alınmamış" kabul edilir ve işveren cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalır.61 Sistem, aynı zamanda İSG profesyonellerinin sertifika geçerliliklerini, çalışma sürelerini ve atamalarını da denetleyerek usulsüzlüklerin önüne geçer.

  • Nasıl Kullanılır?:

  1. Giriş: İşlemi yapacak olan ve SGK sisteminde "e-Bildirge Kullanıcısı" olarak yetkilendirilmiş kişi, kendi T.C. kimlik numarası ve e-Devlet şifresi ile isgkatip.csgb.gov.tr adresine giriş yapar.64

  2. İşyeri Seçimi: Giriş yapıldıktan sonra "Kurumsal" menüsünden yetkili olunan işyeri seçilir.

  3. Sözleşme Onayı: Sol menüdeki "Süreç Yönetimi" altında yer alan "İSG Hizmet Sözleşmeleri" sekmesine tıklanır. Bu ekranda, OSGB tarafından işyeri adına oluşturulmuş ve onaya gönderilmiş olan iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi sözleşmeleri görüntülenir.

  4. Onaylama: İlgili sözleşme seçilerek "Onayla" butonu ile işlem tamamlanır.62 OSGB tarafından oluşturulan sözleşmenin, hizmet alan işyeri tarafından
    5 gün içinde onaylanması gerekmektedir; aksi halde sözleşme sistem tarafından otomatik olarak iptal edilir ve sürecin yeniden başlatılması gerekir.62


5.2. Onaylı Defter (Tespit ve Öneri Defteri): Hukuki Kanıt Niteliğindeki Kayıt


  • Tanım ve Önemi: Onaylı Defter, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının, işyerinde yaptıkları saha denetimleri sonucunda tespit ettikleri eksiklikleri, uygunsuzlukları ve bunlara yönelik çözüm önerilerini kaydettikleri resmi bir defterdir. Bu defterin her sayfası seri numaralı olup, işyerinin bağlı bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü veya noter tarafından mühürlenerek onaylanmak zorundadır.66

  • Hukuki Niteliği: Onaylı Defter'in en kritik özelliği, bir tebligat aracı olmasıdır. İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği'ne göre, bu deftere yazılan tespit ve öneriler, işverene veya işveren vekiline resmi olarak tebliğ edilmiş sayılır.67 Bu durum, olası bir iş kazası soruşturmasında veya mahkeme sürecinde, işverenin "haberim yoktu" veya "bana bildirilmedi" savunmasını geçersiz kılar. Defter, İSG profesyonelinin görevini eksiksiz yaptığının, işverenin ise risklerden haberdar edildiğinin en güçlü hukuki kanıtıdır.67 E-posta, WhatsApp mesajları veya sözlü bildirimler yasal olarak bu defterin yerini tutmaz.67

  • Saklanması ve Sorumluluk: Defter, bir asıl ve iki kopya (otokopili) sayfadan oluşur. Yazılan sayfanın asıl sureti işverende kalır, diğer suretler ise iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi tarafından saklanır. Defterin düzenli tutulmasından ve muhafazasından işveren sorumludur ve teftişe yetkili memurlara her istendiğinde ibraz etmek zorundadır.66

İşverenlerin sıkça düştüğü bir yanılgı, Onaylı Defter'i imzalamaktan kaçınmanın kendilerini sorumluluktan kurtaracağı düşüncesidir. Oysa hukuki durum tam tersidir. İSG profesyoneli tespiti deftere yazdığı anda, yasal tebligat gerçekleşmiş olur.68 İşverenin imzası, bu tebligatın geçerliliği için bir ön koşul değil, sadece tebligatı aldığının bir teyididir.67 Eğer işveren veya vekili imzalamaktan imtina ederse, İSG profesyonelinin bu durumu bir tutanak ile kayıt altına alması ve deftere eklemesi, hukuki olarak doğru bir adımdır.67 Olası bir kazada veya denetimde, defterde işveren imzasının bulunmaması, "işverenin bilgilendirildiği ancak işbirliğinden kaçındığı" şeklinde yorumlanabilir ve bu durum, işverenin yasal süreçlerdeki pozisyonunu daha da zayıflatır. Dolayısıyla, doğru kurumsal yaklaşım, deftere yazılan tespitleri ciddiyetle ele almak, imzalayarak tebellüğ etmek ve bu tespitlerin giderilmesi için derhal bir eylem planı oluşturmaktır.


Bölüm 6: İleri Düzey ve Sektörel İSG Yönetimi


İş Sağlığı ve Güvenliği, tüm sektörler için ortak temel ilkelere sahip olsa da, bazı sektörlerin kendine özgü riskleri ve yasal düzenlemeleri bulunmaktadır. İnşaat sektörü bu alanların başında gelir. Aynı zamanda, modern çalışma hayatının getirdiği psikososyal riskler ve tüm işyerleri için geçerli olan acil durum yönetimi gibi konular, İSG'nin ileri düzey uygulamalarını oluşturur.


6.1. İnşaat Sektöründe İSG: Yüksek Risk, Özel Mevzuat


İnşaat sektörü, dinamik yapısı, sürekli değişen çalışma ortamı ve doğası gereği barındırdığı yüksek riskler nedeniyle İSG açısından en dikkat edilmesi gereken sektörlerden biridir.

  • Yasal Zemin: Bu sektöre özgü kurallar, temel olarak 5 Ekim 2013 tarihli "Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği" ile düzenlenmiştir.73 Bu yönetmelik, kazı işlerinden yüksekte çalışmaya, iskelelerden elektrik tesisatlarına kadar yapı işlerine özel birçok asgari standardı belirler.

  • Sağlık ve Güvenlik Planı (SGP): Yönetmeliğin getirdiği en önemli yükümlülüklerden biri, yapı işine fiilen başlamadan önce, projenin hazırlık aşamasında işveren veya proje sorumlusu tarafından bir Sağlık ve Güvenlik Planı hazırlanması zorunluluğudur.76 Bu plan, projenin İSG anayasası niteliğindedir ve içeriğinde şu unsurları barındırır:

  • Proje ve Organizasyon Bilgileri: Projenin tanımı, tarafları (işveren, alt işverenler), İSG organizasyon şeması (İGU, işyeri hekimi, sağlık güvenlik koordinatörü, çalışan temsilcisi vb.) ve sorumlulukları.76

  • Riskler ve Kontrol Tedbirleri: Yapı alanına özgü özel risklerin (örneğin, patlayıcı madde kullanımı, göçük riski, yüksek gerilim hatlarına yakınlık, yeraltı kazıları) ve bunlara karşı alınacak önlemlerin belirlenmesi.76

  • Çalışma Yöntemleri ve Şantiye Kuralları: İş akış planları, kullanılacak ekipmanlar, şantiye içi trafik düzenlemeleri, acil durum prosedürleri ve genel şantiye kuralları.77

  • Sık Karşılaşılan Hatalar ve Riskler: İnşaat sektöründeki ölümlü ve yaralanmalı iş kazalarının başında; yüksekten düşme, iskelelerin çökmesi veya standartlara uygun olmaması, kazı alanlarında göçükler, hareketli iş makineleri ve hafriyat kamyonlarının çarpması, elektrikle temas ve elle ağır yük taşıma gelmektedir.80 Çalışanların mesleki eğitim eksikliği, yaygın taşeron kullanımı ve denetimsizlik gibi faktörler bu riskleri daha da artırmaktadır.82

  • Yargıtay Kararları Işığında Sorumluluk: Yargıtay'ın iş kazalarına ilişkin kararları, işverenin sorumluluk alanını son derece geniş tutmaktadır. Yüksek Mahkeme, işverenin "gerekli tüm önlemleri alma" yükümlülüğünü en üst düzeyde yorumlar. Kazanın meydana gelmesinde çalışanın kısmi kusurunun bulunması veya kazanın üçüncü bir şahsın eylemiyle tetiklenmesi dahi, işverenin kendi üzerine düşen tüm güvenlik tedbirlerini aldığını ve denetimleri yaptığını ispatlayamadığı sürece hukuki ve cezai sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.83 Yargıtay, ölümlü iş kazalarında gerekli tedbirleri almayan müteahhitlere veya şirket yetkililerine verilen hapis cezalarını onayan kararlara imza atmaktadır.85


6.2. Psikososyal Riskler: Modern Çalışma Hayatının Görünmez Tehlikesi


Psikososyal riskler, işin içeriği, çalışma organizasyonu ve işyeri ortamından kaynaklanan, çalışanlar üzerinde psikolojik baskı yaratarak strese, tükenmişlik sendromuna (burnout) ve çeşitli ruhsal rahatsızlıklara yol açabilen faktörlerdir.86

  • Tanım ve Türleri: Başlıca psikososyal risk faktörleri şunlardır:

  • İş Stresi: Aşırı iş yükü, zaman baskısı, belirsizlik ve çalışanın işi üzerindeki kontrolünün az olması.87

  • Mobbing (Psikolojik Taciz): Bir veya birden fazla kişi tarafından diğer bir kişiye yönelik sistematik, sürekli ve kasıtlı olarak uygulanan yıldırma, aşağılama, dışlama gibi düşmanca davranışlardır.88

  • Diğer Faktörler: Rol belirsizliği, kariyer gelişim olanaklarının kısıtlı olması, yetersiz sosyal destek ve iş-yaşam dengesizliği.87

  • Yasal Sorumluluk ve Hukuki Sonuçlar: 6331 sayılı Kanun ve bağlı yönetmelikler, işverenin sadece fiziksel değil, psikososyal riskleri de belirleyip değerlendirmesini ve bunlara karşı önlem almasını zorunlu kılar.93 Türk Borçlar Kanunu'nun 417. maddesi, işverenin, işçinin kişiliğini koruma ve saygı gösterme, özellikle de psikolojik tacize uğramamaları için gerekli önlemleri alma yükümlülüğünü açıkça düzenler.90 Mobbinge maruz kalan bir çalışan, iş sözleşmesini haklı nedenle derhal feshetme, kıdem tazminatı talep etme ve kişilik haklarının ihlali nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası açma hakkına sahiptir.94 Yargıtay, mobbing davalarında kesin delillerin sunulmasının zorluğunu göz önünde bulundurarak, mağdurun iddialarını destekleyen "yaklaşık ispatı" yeterli görmektedir.90

  • Önleyici Stratejiler: Etkili bir psikososyal risk yönetimi için;

  1. Risk Değerlendirmesi: Anonim anketler (örneğin, Kopenhag Psikososyal Anket - COPSOQ) ve odak grup görüşmeleri ile risklerin tespit edilmesi.96

  2. Politika Geliştirme: Mobbing ve psikolojik tacizi kesin olarak yasaklayan, şikayet ve soruşturma mekanizmalarını net bir şekilde tanımlayan şirket politikaları oluşturulması.

  3. Eğitim ve Farkındalık: Başta yöneticiler olmak üzere tüm çalışanlara psikososyal riskler, stres yönetimi ve mobbingle mücadele konularında eğitimler verilmesi.86

  4. Destek Mekanizmaları: Çalışanlara gizlilik esasıyla psikolojik danışmanlık hizmeti sunan "Çalışan Destek Programları" (EAP) oluşturulması.86


6.3. Acil Durum ve Tahliye Tatbikatları: Planlamadan Değerlendirmeye


Acil durum planlarının kağıt üzerinde kalmaması ve olası bir kriz anında etkin bir şekilde uygulanabilmesi için düzenli tatbikatlar yapılması yasal bir zorunluluktur.

  • Yasal Dayanak ve Sıklık: İşyerlerinde Acil Durumlar Hakkında Yönetmelik uyarınca, işverenlerin hazırladıkları acil durum planlarının uygulanabilirliğini test etmek amacıyla yılda en az bir kez olmak üzere tatbikat yaptırması gerekmektedir.100

  • Planlama ve Uygulama: Başarılı bir tatbikat süreci şu adımları içerir:

  1. Senaryo Belirleme: Tatbikatın türü belirlenir (örneğin; yangın, deprem, kimyasal sızıntı, sabotaj) ve bu türe uygun gerçekçi bir senaryo oluşturulur.101

  2. Ekiplerin Hazırlığı: Tatbikat, işyerindeki tüm çalışanları ve özel olarak eğitilmiş acil durum ekiplerini (söndürme, kurtarma, koruma ve ilk yardım ekipleri) kapsamalıdır.102

  3. Uygulama: Belirlenen senaryoya göre alarm verilir, tahliye işlemleri başlatılır, çalışanlar önceden belirlenmiş güvenli toplanma alanlarına yönlendirilir, toplanma alanında yoklama ve sayım yapılır ve acil durum ekipleri senaryo gereği müdahale görevlerini yerine getirir.102

  • Değerlendirme ve Raporlama: Tatbikatın en önemli aşaması, sonrasında yapılan değerlendirmedir. Tatbikat gözlemcileri, ekip liderleri ve yöneticilerin katılımıyla bir toplantı düzenlenir. Bu toplantıda; tatbikatın hedeflerine ulaşılıp ulaşılamadığı, alarm ve iletişim sistemlerinin etkinliği, tahliye süresinin yeterliliği, ekiplerin performansı ve karşılaşılan aksaklıklar gibi konular masaya yatırılır. Tüm bu değerlendirmeler, fotoğraflar ve katılımcı listesiyle birlikte bir "Tatbikat Değerlendirme Raporu" ile kayıt altına alınır.101 Bu rapor, acil durum planlarının ve prosedürlerinin güncellenmesi için temel bir girdi teşkil eder ve gelecekteki tatbikatların daha etkin olmasını sağlar.


Bölüm 7: Stratejik İSG: Uyumdan Kültüre, Reaktiften Proaktife


İş Sağlığı ve Güvenliği'ni sadece yasal bir yükümlülükler listesi olarak görmek, işletmeleri reaktif bir pozisyonda bırakır. Gerçek anlamda başarılı ve sürdürülebilir bir İSG yönetimi, uyumun ötesine geçerek proaktif bir güvenlik kültürü oluşturmayı, teknolojiden faydalanmayı ve İSG'yi genel kurumsal stratejilerle bütünleştirmeyi gerektirir. Bu stratejik yaklaşım, riskleri azaltırken aynı zamanda verimliliği ve kurumsal itibarı da artırır.


7.1. Doğru OSGB Partnerini Seçmek: İşverenler İçin Kritik Sorular


OSGB seçimi, bir mal veya hizmet tedarik etmekten çok, işletmenin yasal ve finansal risklerini emanet edeceği bir yetkinlik ve güven ortağı seçmektir. Bu nedenle karar süreci, fiyat tekliflerinin ötesine geçerek OSGB'nin yetkinliğini, proaktif yaklaşımını ve teknolojik altyapısını sorgulamalıdır. İşverenlerin potansiyel OSGB partnerlerine sorması gereken kritik sorular şunlardır:

  1. Referanslar ve Sektörel Deneyim: "Bizim sektörümüzde (örneğin; kimya, metal, inşaat, lojistik) daha önce hizmet verdiğiniz firmalar var mı? Bu firmalarda karşılaştığınız en spesifik riskler ve bu risklere karşı ürettiğiniz çözümler nelerdi?" 105

  2. Ekip Yetkinliği ve Uzmanlık: "İşyerimize hizmet vermek üzere atayacağınız iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminin tecrübesi, sertifika sınıfları (A, B, C) ve uzmanlık alanları nelerdir? Ekibinizde farklı sektörlere yönelik özel uzmanlığa sahip profesyoneller bulunuyor mu?" 18

  3. Dijital Altyapı ve Raporlama Süreçleri: "İSG süreçlerini (risk değerlendirmesi, DÖF takibi, eğitim kayıtları vb.) yönetmek için hangi dijital yazılımları veya platformları kullanıyorsunuz? Bize sunacağınız periyodik raporların formatı ve içeriği ne olacak? Saha denetimleri için mobil uygulama desteğiniz mevcut mu?" 106

  4. Proaktif Yaklaşım ve Kültür Geliştirme: "Yasal asgari yükümlülüklerin ötesinde, işyerimizde pozitif bir güvenlik kültürü oluşturmak için bize ne gibi ek hizmetler veya danışmanlıklar sunabilirsiniz? Proaktif saha denetimleri, davranışsal güvenlik programları veya yönetim bilgilendirme toplantıları gibi yaklaşımlarınız var mı?" 110

  5. Acil Durum ve Kaza Yönetimi Prosedürleri: "Olası bir iş kazası durumunda müdahale, soruşturma ve raporlama süreciniz nasıl işlemektedir? Kök neden analizi yaparak benzer kazaların tekrarlanmasını önleme konusunda bize nasıl bir metodoloji ile destek olacaksınız?" 114

  6. İletişim, Bilgilendirme ve Destek: "Onaylı Defter takibi, İSG-KATİP atamalarının zamanında yapılması ve mevzuattaki değişiklikler hakkında bizi nasıl ve ne sıklıkla bilgilendireceksiniz? Acil bir durumda veya bir denetim sırasında size ulaşma ve destek alma prosedürleriniz nelerdir?" 105


7.2. Dijitalleşme ve İSG 4.0: Teknolojiyi Güvenlik İçin Kullanmak


Endüstri 4.0 devriminin iş sağlığı ve güvenliği alanındaki yansıması olan İSG 4.0, geleneksel İSG yönetimini dönüştürmektedir. Bu yaklaşım; sensörler, giyilebilir teknolojiler, yapay zeka (AI), nesnelerin interneti (IoT) ve merkezi yazılım platformları aracılığıyla riskleri reaktif olarak değil, proaktif olarak yönetmeyi hedefler.115

Günümüzde OSGB'ler ve işletmeler, bu dijital dönüşümden faydalanarak İSG süreçlerini daha verimli hale getirebilirler. Piyasada bulunan gelişmiş İSG yazılımları (örneğin, İSGPRO, eLogo İSG, IRONIC-OSGB), risk değerlendirmesi, düzeltici ve önleyici faaliyet (DÖF) takibi, eğitim yönetimi, sağlık gözetimi kayıtları, ramak kala bildirimleri ve yasal raporlamaları tek bir merkezi platformda birleştirir.106 Mobil uygulamalar, saha denetimlerinin anlık olarak yapılmasına, fotoğraf ve veri girişinin kolaylaşmasına ve bulguların anında ilgili kişilere atanmasına olanak tanır.107 Bu dijitalleşme, sadece kağıt işini azaltmakla kalmaz, aynı zamanda veri analizi yoluyla riskli alanları ve trendleri öngörerek kazalar meydana gelmeden önlem alınmasını sağlar.


7.3. İSG ve Sürdürülebilirlik: Kurumsal Sorumluluğun Bütünleşik Hali


Sürdürülebilirlik, bir şirketin sadece ekonomik performansını değil, aynı zamanda çevresel ve sosyal etkilerini de yönetme becerisidir. İş sağlığı ve güvenliği performansı, bu denklemin "sosyal" boyutunun en temel ve ölçülebilir göstergelerinden biridir.121 Düşük kaza oranları, sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı ve çalışanların esenliğine verilen önem, bir şirketin en değerli paydaşı olan çalışanlarına karşı sorumluluğunu ne ölçüde yerine getirdiğini gösterir.

Günümüzde yatırımcılar, müşteriler ve nitelikli iş gücü, çalışacakları veya iş yapacakları şirketlerin sürdürülebilirlik performansını giderek daha fazla önemsemektedir. Birçok büyük ve kurumsal şirket, yıllık sürdürülebilirlik raporlarında İSG performans metriklerine (kaza sıklık oranı, kayıp iş günü sayısı, meslek hastalıkları istatistikleri vb.) şeffaf bir şekilde yer vermektedir.122 Güçlü bir İSG performansı, sadece yasal bir gerekliliği yerine getirmekle kalmaz, aynı zamanda şirketin marka değerini, işveren markasını ve paydaşlar nezdindeki itibarını da doğrudan güçlendirir.


7.4. Entegre Yönetim Sistemleri (EYS): ISO 45001, 9001 ve 14001


Operasyonel mükemmelliği hedefleyen işletmeler için farklı yönetim sistemlerini ayrı ayrı yönetmek yerine, bunları tek bir çatı altında birleştirmek önemli verimlilik avantajları sağlar. Entegre Yönetim Sistemi (EYS), temel olarak üç ana standardı bütünleşik bir yapıda yönetme yaklaşımıdır:

  • ISO 9001: Kalite Yönetim Sistemi

  • ISO 14001: Çevre Yönetim Sistemi

  • ISO 45001: İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi.125

Bu üç standart, "Yüksek Seviyeli Yapı" (High-Level Structure) adı verilen ortak bir çerçeveye sahiptir. Bu sayede; politika ve hedeflerin belirlenmesi, risk ve fırsatların değerlendirilmesi, doküman kontrolü, iç denetim, yönetimin gözden geçirmesi ve sürekli iyileştirme (PUKÖ Döngüsü) gibi temel süreçler, her üç sistem için de ortak bir metodoloji ile yürütülebilir.126 Bu entegrasyon, mükerrer çalışmaları ve bürokrasiyi azaltır, kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlar, iç ve dış denetim süreçlerini basitleştirir ve işletmenin kalite, çevre ve İSG performansına bütünsel bir bakış açısı kazandırarak sürdürülebilir başarıya ulaşmasına yardımcı olur.125


Sonuç: Geleceğe Hazır İşyerleri için Proaktif İSG Vizyonu


Bu kapsamlı rehberin ortaya koyduğu üzere, 2025 yılı ve sonrası için İş Sağlığı ve Güvenliği, artık göz ardı edilebilecek veya ertelenebilecek bir yan görev değil, her ölçekteki işletmenin ana gündem maddesi haline gelmiştir. Özellikle 50'den az çalışanı olan az tehlikeli işyerlerinin de zorunluluk kapsamına alınmasıyla, Türkiye'de İSG uyumu yeni bir evreye girmiştir.

Yasal mevzuatın karmaşıklığı, güncellenen ve aylık olarak tekrarlanabilen yüksek idari para cezaları, iş kazalarının yıkıcı doğrudan ve dolaylı maliyetleri, işletmeleri sadece yasalara uymaya değil, aynı zamanda İSG'yi bir kurum kültürü olarak benimsemeye zorlamaktadır. Yasal uyum, bu yolculukta sadece bir başlangıç noktasıdır. Asıl hedef, kazalar olduktan sonra sonuçlarıyla uğraşan reaktif bir yaklaşımdan, riskleri öngörüp ortadan kaldıran ve sürekli iyileşmeyi hedefleyen proaktif bir güvenlik vizyonuna evrilmektir.

Bu vizyon; doğru tehlike sınıflandırmasıyla başlayan, profesyonel risk değerlendirmesiyle temelleri atılan, İSG-KATİP ve Onaylı Defter gibi araçlarla şeffaf bir şekilde belgelenen, teknolojik yeniliklerle desteklenen ve sürdürülebilirlik gibi üst düzey kurumsal stratejilerle bütünleşen bir yönetim anlayışını gerektirir.

Bu dinamik ve uzmanlık gerektiren süreçte, Kuantum OSGB gibi yetkin bir çözüm ortağıyla çalışmak, işletmeler için hayati bir stratejik karardır. Doğru bir OSGB partnerliği, işletmenizi sadece yasal risklerden ve finansal cezalardan korumakla kalmaz, aynı zamanda en değerli varlığınız olan çalışanlarınız için daha güvenli, sağlıklı ve motive edici bir çalışma ortamı yaratarak verimliliğinizi ve rekabet gücünüzü artırır. Geleceğe hazır işyerleri, güvenliği bir öncelik olarak gören ve bu önceliği her gün yaşayan işyerleridir.
Bu makaleyi paylaş:
Hemen iletişime geçin!
    2025 Kurumsal İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Rehberi | Kuantum İSG Blog